BIGtheme.net http://bigtheme.net/ecommerce/opencart OpenCart Templates
Ana Sayfa / Mehmet Pamak (sayfa 23)

Mehmet Pamak

Deriniyle, Görüneniyle Devlet Aynı Devlettir, Sahibi ve Hakimi Oligarşidir

Ülkemizde, saltanattan Cumhuriyete geçiş sürecinde, saltanatı devralıp “Cumhuriyet” kamuflajı altında sürdüren asker önderliğindeki oligarşi, halka rağmen tepeden dayattığı bu dönüştürme, sekülerleştirme, batılılaştırma projesinin gereği olarak; İslami kimlik, İslam hukuku ve ümmet anlayışını düşman ve tehdit olarak ilan ederek işe başladı. Ülkemizi işgal için gelen ve daha sonra kovulduğu iddia edilen emperyalist Batının seküler kültürü ise, İslam’dan boşaltılan yere şiddete dayalı politikalarla, hem de emperyalistleri kovma mücadelesi vermiş halkların kanı akıtılarak, zorla ikame edildi. İşte bu ülkenin, bütün sorunlarının kaynağında yer alan en temel sorununu, kurulan yeni devletin yapılanmasına dayanak teşkil eden bu zihniyet oluşturmaktadır. Halka rağmen kurulan Batıcı ulus devlet, ...

Devamı »

İslam Ve Batı Düşüncesinde İnsanın Tanımı

Yeryüzünün, hatta bir bakıma evrenin ve yaratılmışların, yüklendiği emanet ve hilafet misyonu, yaratılışı, diğer yaratılmışlarla ilişkileri ve sorumlulukları bakımından merkezini insan oluşturmaktadır. Hayatın merkezinde insan yer almaktadır. Yeryüzündeki her şey insanın emrine tahsis edilmiş, insanın konumuna ve ihtiyaçlarına göre dizayn edilmiştir. Yaratıcının planladığı düzende, insana biçilen konum işte böyle önemli ve şerefli bir konumdur. Bu sebeple, insanın tanımı ve konumu ile ilgili bilgi, çok önemli ve belirleyicidir. Eğer bu bilgide isabet kaydedilememiş ve insan doğru tanımlanıp, yaratıcının öngördüğü doğru konumuna oturtulamamışsa, yani insanın tanımı ve konumunu belirlemede zanna dayalı yanlış bilgilerle bir sapmaya yol açılmışsa, yeryüzündeki hiçbir şey hakkında doğru, ...

Devamı »

Batının, İslam’I Ve Müslümanları Sekülerleştirme Projelerine Yerli Destek

Misyonerlik, dinler arası diyalog, yasaklar, baskılar ve Diyanet kıskacında bulunan Müslümanlar ve İslam, esas darbeyi, egemen sistemden ve kimi İslami cemaat, vakıf, dernek ve ilahiyatçı akademisyenlerden alıyor. Batının, İslam’ı ve Müslüman halkları sekülerleştirmeyi amaçlayan küresel projelerine ve bunun mütemmim cüz’ü olan misyonerlik faaliyetlerine hız verilen bir süreçten geçiyoruz. İşte bu süreçte, yerli egemenlerin, kimi cemaat, dernek ve vakıfların ve pek çok ilahiyatçı akademisyenin bu tür projelere destekçi konuma sürüklendiklerini ibretle izliyoruz. Bir çok cemaat, vakıf ve dernek, çeşitli hesaplarla, bu dönüştürme projelerine destekçi konumuna ve işbirliğine doğru savruluyor. Bu tür çevreler, Papalık, Kilise kuruluşları, Amerika, AB ve bunların çeşitli kurum ...

Devamı »

İslami Kimliğimize, Değerlerimize Yönelik Dış Saldırılara Tepki, İçtekine Karşı Suskunluk Büyük Çelişki Ve Zaaf Oluşturuyor

Bilindiği üzere soğuk savaş dönemini müteakip, yüce dinimiz İslam ve Müslüman halklar, cahili Batı medeniyeti tarafından düşman ilan edildi. Bu sebeple kimi ABD ve AB yetkililerinin ağzından açıkça ifade edildiği üzere “haçlı seferi” adı altında çok yönlü ve çok boyutlu saldırılar yapılıyor. İslam’a ve Müslüman halklara yönelik, işgal, istila, işkence, tecavüz, sömürü ve dönüştürmeye yönelik birçok proje ve operasyonlar ardı ardına uygulamaya konuluyor. Başta Kur’an’ımız ve Aziz Peygamberimiz olmak üzere, mukaddes değerlerimize en çirkin hakaretler “düşünce ve basın özgürlüğü” kamuflajı altında ahlaksız bir cüretkârlıkla gerçekleştiriliyor. Dibe vurmuş, iflas etmiş, İslam ile eşit şartlar altında yarışma takati ve cesareti kalmamış Batı ...

Devamı »

‘Ey İman Edenler İman Edin…’ Ayetinin Işığında Halimizi Sorgulamak

Ne oldu da, ilk Kur’an neslinde muazzam bir inkılaba yol açan, onlara izzet, şeref ve onur kazandıran Kur’an ve ibadetler biz de aynı sonucu doğurmuyor? Neyi kaybettik, hangi yanlış tercihlerde bulunduk ve hangi savrulmaları yaşadık da bugünkü zillete sürüklendik? Hem de elimizde, insanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkarmak üzere indirilmiş, şeref ve izzet kaynağı muhteşem bir Kitap, Kur’an varken… Hangi hatalar bizi bu zillete sürükledi ve hangi sebeple bir türlü o ilk neslin onurlu temsiline yaklaşamıyoruz? Neden Kur’an ve ibadetlerimiz bizde bir değişim, bir inkılap meydana getiremiyor? Hem de kitap aynı kitap, ibadetler aynı ibadetler olduğu halde… Ümmet olarak bu hale neden ...

Devamı »

İbadet

Hayatın Gayesi Olan “İbadet” Kavramında Meydana Gelen Eksen ve Anlam Kaybının Yol Açtığı Büyük Erozyon İslami kimlik ve ilkeler alanında yaşanan geleneksel ve modern savrulmaların arka planında pek çok unsur yer almakta ve bu tür tahrif edici, saptırıcı etkenlerin tesiri altındaki süreçlerde Müslümanların İslam anlayışlarında büyük bozulmalar meydana gelmektedir. Gerek muharref geleneğin, gerekse modern kirlenmelerin yaygınlaşmasına ve yer tutmasına yol açan işte bu tür temel etkenlerin en önemlilerinden birisi de, Kur’an’dan kopuk ve bütünlükten yoksun bir ibadet algısının ortaya çıkması, sonuçta da ibadet kavramının eksen ve anlam kaybına uğramasıdır. Rabbimiz, “insanları ve cinleri yalnız bana ibadet (kulluk) etsinler diye yarattım” ...

Devamı »

İdeolojik Yargı

İdeolojik, tarafgir, keyfi yargı; bir ârâz mı, yoksa tarihi arka plana uygun doğal bir sonuç mu? Şüphesiz, yargı sisteminin bu derece siyasallaştığı, yargıç ve savcıların büyük çoğunluğunu, en fazla etkileyen ve yönlendiren şeyin hukuk ve kanunlar yerine resmi ideoloji olduğu böyle başka bir ülkeye yer yüzünde rastlamak, herhalde mümkün değildir. Türkiye’de, “hukukun üstünlüğü” yerine “üstünlerin hukuku”nun egemen kılındığı, güçlünün haklı sayıldığı, “köpeklerin salıverilip taşların bağlandığı”, haksızlık, zulüm ve keyfiliklere hukuk kılıfının kolaylıkla geçirildiği, hukukun gukuk haline dönüştürüldüğü ve derin güçlerin güdümünde “Yargıç Hakimiyeti”nin tesis edildiği, bu sebeple parlamento çoğunluğunu teşkil eden iktidar partisi millet vekillerinin bile, haklı olarak, yargıya güvenmediklerini ...

Devamı »

Atalar Dini

İnsanların çoğunluğu, düşünce, inanç ve hayat tarzlarını, büyük ölçüde atalarından, babalarından tevarüsen devraldıkları gelenek, kültür ve tarihi birikimle oluştururlar. Tarihi birikimi ya da geleneği, eskilerden devraldıkları örf ve adeti, din anlayış ve uygulamasını, hakikatle mutabakatını, doğru olup olmadığını araştırmaya gerek duymaksızın olduğu gibi sürdürmeyi tercih ederler. Miras olarak kendilerine intikal eden inanç ve ibadete dair bu birikimi, kör bir taklit ve taassupla doğru kabul edip, tartışmaktan uzak dururlar. İnsan, doğduğundan itibaren bu atalar kültürü ile iç içe ortamlarda büyür ve onu kanıksar, kutsal kabul eder ve sorgulama ihtiyacı duymadan taklit eder. Yüzyıllardır dönen çarkın bir dişlisi, içine doğduğu cahili kültürün ...

Devamı »

Kürt Sorunu Nasıl Oluştu, Adil Bir Çözüme Nasıl Ulaşılabilir?

Mustafa Kemal’in 1920’lerdeki sözleri Kürtlere vaatlerle doluydu. Kürtlerin haklarının adaletle teslim edileceği İslami bir sistemin kurulacağı da bunlardan biriydi. Mesela 1 Mayıs 1920’de TBMM’de yaptığı bir konuşmada açıkça şunları söylüyordu: “Meclis-i alinizi teşkil eden zevat yalnız Türk değildir, yalnız Çerkez değildir, yalnız Kürt değildir, yalnız Laz değildir. Fakat hepsinden mürekkep anasır-ı İslamiye’dir, samimi bir mecmuadır… Binaenaleyh muhafaza ve müdafaasıyla iştigal ettiğimiz millet1 bittabi bir unsurdan ibaret değildir. Muhtelif anasır-ı İslamiye’den mürekkeptir. Bu mecmuayı teşkil eden her unsur-u İslam, bizim kardeşimiz ve menafii tamamen müşterek olan vatandaşımızdır ve yine kabul ettiğimiz esasatın ilk satırlarında bu muhtelif anasır-ı İslamiye ki; vatandaştırlar, yekdiğerine ...

Devamı »

İslam’ı Sekülerleştirme Projeleri ve Mazlumder’in Dönüşüm Serüveni – 2

Mazlumder Genel Başkanı’nın Haksöz‘de yayınlanan yazısındaki ifade ve itirafların değerlendirmesini yaparak ve bu örneklikten hareketle, dünyevileşen, seküler dönüşüm geçirip modern hurafelere doğru savrulan İslami çevrelerin fikri yapılarını ve dönüşüm serüvenlerini değerlendirmeye devam edelim. Sekülerleşme riskine karşı uyarıların, Mazlumder’deki savrulmanın tahliliyle yapılmasının sebebi, emperyalist sekülerleştirme projelerinin, demokrasi ve seküler insan hakları değerlerinin kamuflajı altında uygulanması, Mazlumder’in de bu değerleri esas alması ve üstelik bu anlamdaki seküler savrulmayı yaşayan birçok çevre ve şahsiyetin de Mazlumder’e destek veriyor olmasıdır. “Entegrizm”, Sekülerleşmenin Bahanesi midir? Mazlumder Genel Başkanı’nın yazısında yer alan bazı ifadeler de şunlardır: “Batı’da İslam dünyası ile ilgili planları sekülerleştirme çabalarından ibaret sanmak ...

Devamı »

İslam’ı Sekülerleştirme Projeleri ve Mazlumder’in Dönüşüm Serüveni – 1

Konunun Önemi ve Eleştiri Sorumluluğunun Büyüklüğü Arzda fesat çıkaran Emperyalist devletler ve yerli işbirlikçileri, çıkarlarına uygun “yeni dünya düzeni”ni oturtmak için, sömürü ve zulme dayalı sistemlerinin sonunu getirecek tevhidi bir uyanışın önünü kesmeye çalışıyorlar. Bir yandan, ümmet içindeki tevhidi uyanış ve direniş öbeklerini, “terörist” diye damgalayıp şiddete dayalı terörist politikalarla yok etmek, diğer yandan da direnişi motive eden güç olarak tanıdıkları Kur’an’a dayalı sahih İslam algı ve anlayışını tahrif etmek istemektedirler. Gerek liberal, modern dönüşümler geçirmiş yerli ilahiyatçı akademisyenleri, entelektüelleri ve STK’ları kullanarak, gerekse kendi yetiştirdikleri müsteşrikleri ve bu tür çabaları fonlayacak finans kuruluşlarını seferber ederek, İslam dini adına egemen ...

Devamı »

İslam’ı Sekülerleştirme Projelerinde Muhafazakar Cemaat ve STK’ların Rolü

Batı’nın, İslam’ı ve Müslüman halkları sekülerleştirmeyi amaçlayan küresel projelerine ve bunun mütemmim cüz’ü olan misyonerlik faaliyetlerine hız verilen bir süreçten geçiyoruz. İşte bu süreçte, yerli egemenlerin, kimi cemaat, dernek ve vakıfların ve pek çok ilahiyatçı akademisyenin bu tür projelere destekçi konuma sürüklendiklerini ibretle izliyoruz. Bir çok cemaat, vakıf ve dernek, çeşitli hesaplarla, bu dönüştürme projelerine destekçi konumuna ve işbirliğine doğru savruluyor. Bu tür çevreler, Papalık, Kilise kuruluşları, Amerika, AB ve bunların çeşitli kurum ve kuruluşlarıyla ilkesiz ilişkiler kuruyorlar. Bir çok Müslüman aydın ve akademisyen, zaten bir süredir yaşadıkları değişimle sekülerleşme istikametinde kat ettikleri mesafeyi, elde ettikleri birikim ve tecrübeleri, çıkar ...

Devamı »

AB-Türkiye Arasında Müslümanlar ve İslam

Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği, 200 yıllık Batılılaşma sürecinin son halkasıdır Türkiye, Tanzimat, Islahat, Meşrutiyet ve Cumhuriyet aşamalarından geçen yaklaşık 200 yıllık Batılılaşma sürecinin son noktası olarak AB’yi hedeflemiş bulunmaktadır. Bu süreç aynı zamanda Türkiye’nin modernleşme serüvenini oluşturmaktadır. Arnold Toynbee’nin ifadesiyle bu süreç, “Türkiye’nin kültür ve medeniyet değiştirme süreci”dir. Şerif Mardin de bu serüveni, “Türk modernleşmesi, Türkleri İslam kültüründen uzaklaştırma çabasıdır” diye özetler.1 Çünkü Türkiye insanı bu süreçte, Allah-insan-kâinat ilişkisini vahyin belirlediği ölçünün dışında algılamaya, insanı kulluk konumundan çıkarıp ilahlaştıran bir sapmaya, heva ve zanna tabi olmaya zorlanmıştır. İnsanı merkeze oturtup ilahlaştıran, ilahi olanla bağlarını koparan seküler Batı kültürü istikametinde dönüşüme ...

Devamı »

Felluce Katliamı ve Sorumluluklarımız

Küresel terörizmin temsilcisi emperyalist katiller, İslam coğrafyasına ve Müslüman halklara yönelik saldırılarını, vahşetin dozunu arttırarak sürdürüyorlar. Felluce’de camiler bombalandı, Musul’da Bağdat’ta bombalama sürüyor. Türkiye ve diğer işbirlikçi yönetimlerden destek alan katil uçaklar ve katil ordular ırak semalarını kirletmeye, Müslüman halklara bomba yağdırmaya devam ediyor. Masum insanlar, Müslüman halklar küresel katillerce hunharca katlediliyor. Kadınlar, çocuklar, sivil halklar, yüz bini aşkın insan işgalci devletler tarafından acımasızca öldürüldü ve sürekli öldürülüyorlar. Aslında batı medeniyeti (!) bu vahşetle gerçek yüzünü ortaya koyuyor; işgal, istila, sömürü, katliam, tecavüz ve işkencelerle kendi kimliğini tanıtıyor… Barbar kapitalistler ve işbirlikçileri tarafından; doğrudan ve cüretkârca, bütün kutsallarımıza ve İslami ...

Devamı »

T.C.’de Eğitim: Kemalizm’in Halkı Dönüştürme ve Tek Tipleştirme Aracı

“Bir türlü çözülemeyen, katlanarak geleceğe devredilen sorunları ile, ‘eğitim sistemi’, eşitsizliği, adaletsizliği, otoriteyi ve tahakkümü esas almış, özgüvenini kaybetmiş, kişiliği bastırılmış ve geleceği karartılmış bir gençlik oluşturmuştur. Ülkemizde bölgeler, bölgelerin şehirleri ve şehirlerin semtleri, semtlerin okulları arasında eğitimden yararlanma ve çocukların başarılı olma düzeyleri bakımından kolay kapanmayacak uçurumlar oluşturulmuştur. Ülkemizde ailelerin gelir düzeyleri, -zengin/yoksul farkı- çocukların aldığı eğitimi doğrudan etkileyebilmekte ve bu anlamda büyük adaletsizlikler yaşanmaktadır. Bir yanda özel okullarda 15-20 kişilik sınıflarda eğitim verilirken, devlet okullarında 50-60 kişilik sınıflarda eğitim yapılmakta, üstelik parası olan ailelerin çocukları ayrıcalıklı okullara, üniversiteye hazırlık kurslarına gitmekte ve fakir aile çocuğu olan yaşıtlarından birkaç ...

Devamı »

Hak ve Adalet Yolunda Isrardan Kaynaklanan “Marjinallik” Şereftir

BOP adı verilen işgal projesini görüşmek ve emperyalizmin kanlı eli NATO’yu İslam’a ve İslam coğrafyasına yönelik küresel bir düşmanlık ekseninde yeniden tanımlayıp, bu yeni düşmana göre yeniden yapılandırmak amacıyla İstanbul’da toplanan NATO Zirvesi’ne, bu toplantıya katılan küresel korsanlara ve top yekun emperyalizme karşı, adaleti, insan haklarını, özgürlükleri ve insanlık onurunu savunarak karşı çıkan Müslümanlara ve erdemli insanlara yönelik baskılar, gözaltılar, biber gazlı, gaz bombalı, coplu ve panzerli saldırılar, zirve öncesinde başlatılıp zirve süresince sürdürüldü. Küresel emperyalizme itiraz, bu baskılarla önlenmeye, sindirilmeye ve tasfiye edilmeye çalışıldı. Bununla kalınmayarak bizzat Başbakan’ın ağzından küçümsenip aşağılanmak suretiyle, katılımın azalması temin edilmeye çalışıldı. Emperyalizme “Go ...

Devamı »

İslam Coğrafyasını İstila İslamı ve Müslümanları Dönüştürme Projesi BOP

ABD ve temsil ettiği Batı medeniyeti, 15. yüzyıldan beri, hep “öteki“ni denetim altına almak, sömürmek, kendine benzeterek çıkarlarının bekçiliğini yaptırmak için sürekli projeler üretip dayatan bir geleneğe sahiptir. Önce “Hristiyanlaştırıp kurtuluşlarına vesile olacakları” iddiası ile “misyonerlik projeleri“ni öne çıkararak güçsüz halkların topraklarını işgal edip, kaynaklarını talan edenler, daha sonra, “barbar toplumları uygarlaştırma” projelerinin kamuflajı altında, aynı işgal, istila, soykırım, işkence ve katliamlarını, sömürü ve talanlarını sürdürdüler. Şimdi de, “geri ve despot rejimleri demokratikleştirme, baskı altındaki halkları özgürleştirme” kamuflajı altında aynı emperyalist amaçlarını gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Amerikan tarihi de, uygulananları, uygulanmayanları ve kendisi açısından başarılı, başarısız olanları ile tam bir projeler mezarlığı ...

Devamı »

NATO’ya ve BOP’a Yardım ve Yataklık İslam’a ve Bölge Halklarına İhanettir

NATO İstanbul Zirvesi, “Büyük Ortadoğu Projesi” adı verilen, İslam coğrafyasını işgal, istila, dönüştürme ve sömürme projesini görüşmek, bölge üzerinde baskı oluşturmak üzere toplandı. Bölgeyi kontrol ve denetim altına alıp ABD-İsrail çıkarlarına göre yeniden dizayn etmeye yönelik emperyal saldırılara destek ve meşruiyet kazandırmak amacı güden bu toplantıda, ABD ve İsrail’i rahatlatan kararlar alındı. Batı Medeniyetinin Emperyalist Geleneği ABD ve temsil ettiği Batı medeniyeti, 15. yüzyıldan beri, hep “öteki”ni denetim altına almak, sömürmek, kendine benzeterek çıkarlarının bekçiliğini yaptırmak için sürekli projeler üretip dayatan, işgal ve soykırımlarla dolu bir geleneğe sahiptir. Batı, bu tarihsel serüveninde, kendi seküler ve paganist kültür ve medeniyetini, ürettiği ...

Devamı »

Irak’taki İşkence ve Tecavüzler Seküler Paradigmanın Doğal Sonucudur

ABD emperyalizmi, yüz yıllardır süregelen ve dünyaya hep kan ve gözyaşı sunan Batı sömürgeciliğinin bir parçasını teşkil etmektedir. “Batı medeniyeti” denilen “tek dişi kalmış canavar”, sadece maddi çıkar ve sömürü üzerine kurulmuş, kendi vatandaşları için kabul ettiği insan haklarını bile, “öteki” insanlar için, zulümlerini kamufle eden bir söylem olarak kullanmaktan öte gidememiştir. Sürekli insanlığı ve insani değerleri tahrip eden uygulamalara imza atmış olan bu “medeniyet”(!) insanlığın tanık olduğu en büyük vahşet ve soykırımları gerçekleştirmiş bir büyük sapkınlığı, azgınlığı ve fesadı temsil etmektedir. İşgal ve İşkence Batı’nın Bir Geleneğidir Genelde Batı, özelde ABD insanının, para ve çıkar hırsı, daha fazla üretim ...

Devamı »

Ey Filistin! Ey İman ve Onur İntifadasının Mektebi!…

Şeyh Ahmet Yasin’in Şehadeti dolayısıyla 23 Mart 2004 tarihinde kılınan gıyabi cenaze namazı öncesi Ankara Abdi İpekçi Parkı’nda okunan dua metni. Ey Kitab’ı indiren, bulutları yürüten ve tuğyan edip şımarmış nice büyük orduları bozguna uğratan, Vahidu’l-Kahhar olan Rabbimiz! Filistin’deki İslami direnişin öncü erlerinden, evrensel İslami mücadelenin aziz evlatlarından ve İntifada’nın ateşleyicilerinden biri olan Şeyh Ahmed Yasin, tekerlekli sandalyesiyle sabah namazına giderken, şeytan İsrail’in katil silahları tarafından şehid edildi. Onu ve yanındaki yiğitleri sana uğurluyoruz, senin ebedi yurduna uğurluyoruz. Şehadetlerini kabul eyle Ya Rabbi! Allah yolunda öldürülen aziz şehidimizi ve bütün şehidleri, vadin üzere güzellik ve merhametle karşılayacağına inanıyoruz. Onları ahiret ...

Devamı »