BIGtheme.net http://bigtheme.net/ecommerce/opencart OpenCart Templates
Ana Sayfa / Mehmet Pamak (sayfa 20)

Mehmet Pamak

Bizim Ülkemiz

Almanya’da muhacir olduğum 1999-2000 yıllarında gerçekleştirdiğim geçmişime dair sorgulamayı ve yaptığım mücadele sonucunda başıma gelenleri daha özlü bir biçimde bir de şiir formunda anlatayım diye yazdıklarımdan bazı bölümleri daha paylaşmak istiyorum.   16.08.2000-Duisburg Bu ülke bizim Bizim memleketimiz Bu topraklar bizim Dedemizden emanetimiz   İslam toprağıdır ülkemiz emperyalistlerce gasp edilen Bizim mazlum halkımız Pozitivizme peşkeş çekilen   Bizim ülkemizde Fitne        fesad              şirk egemendir                              günümüzde İslami kimlik ibrazı suç. İslam’ın şeriatı mahkum. Sürekli ezilen, bir ülke dolusu mazlum. Müslümanlar ve tüm mazlumlar mahrum            temel hak ve özgürlüklerden Öz vatanında insanca,            Müslüman’ca hayat sürmekten   Batıl düşünce ...

Devamı »

Müslüman Hiç Kimseye Sövmez, Hakaret Etmez

Kemalizm Cahili Kuşatmasını, Zulmünü ve Darbeci Tahakkümünü Hâlâ Sürdürmektedir   Bugün Türkiye’de hâlâ cahili hükmü, tekçi dayatma ve tahakkümü süren Kemalizm iken, 80 yıldır yaşanan ve halen süren bu büyük, yaygın ve derin zulmün, hukuksuzluğun müsebbibi Kemalizm iken, on binlerce cana kıyarak, hapishaneleri siyasi keyfi kararlarla yüz binlerce masum insanlarla doldurarak bir önceki yazımızda daha teferruatlı ifade edilen bütün zulümlerin kaynağı olan Kemalizm iken, eğitimi bir öğütüm aracı haline getirip milyonlarca zihni işgal edip, ruhları kirletip esir alan, vicdanları, fıtratları karartarak, bozarak inansımızı kendine ve Rabbine yabancılaştırarak tam bir toplumsal cinnete yol açmış olan Kemalizm iken ve bütün bu zulümlerini ...

Devamı »

Statüko ile Sistem İçi Değişimcilerin Mücadelesi ve Müslümanların Konumu

Kendilerine rant ve iktidar sağlayan statükoyu sonuna kadar savunma azmiyle hareket eden bürokratik diktatörlük ile bu statükonun baskısı altından kurtulmak isteyen, sistem içi görece özgürleşme yanlısı değişimci sivil-siyasi kesim koalisyonu arasında giderek tırmanan bir mücadele yaşanıyor. Bu mücadele sürecinde, statükonun sahibi, ülkedeki bütün sorunların ve çözümsüzlüklerin de asıl kaynağı olan Kemalist bürokratik diktatörlüğe, ideolojik dayatmalarına, zulümlerine, hukuksuzluklarına karşı itiraz ederek, adalet ve özgürlük mücadelesi sürdüren, sistem içi değişimciler dışında bir de tevhidi kesim söz konusudur. İşte bu tevhidi kesime, kendi içlerinden kimi Müslümanların, adalet ve özgürlük mücadelesinin hedefi, statüko ve değişimciler arasındaki mücadelede bulunulması gereken konum bakımından bazı eleştirileri de ...

Devamı »

Toplumsal Yozlaşma, Çürüme ve Cinnetin En Temel Sebebi, Kemalizm

Kemalizm dinine/ideolojisine tabi olmaya, onu bir yaşam tarzı olarak benimsemeye, her sabah ona bağlılık andı içmeye, varlığını ona armağan etmeye, hayatın bütün alanlarının onunla kuşatılıp dönüştürülmesine, özetle Kemalizm dininin ilahlarına, putlarına, putlaştırılan şahsiyet ve ilkelerine kulluk yapmaya itiraz ederek, adalet ve özgürlük talep edenler, kendi ülkesinde özgürce, insanca ve Müslüman’ca yaşamak isteyenler, bir takım yasalar, saptırılmış keyfi yorumlarla genişletilerek ve ideolojik yorumlarla kanunsuz suç ve cezalar ihdas edilerek baskı altına alınmakta, hizaya sokulmaya çalışılmaktadır. Evet başta eğitim olmak üzere hiçbir toplumsal alanda, Kemalizm de dâhil herhangi bir din ya da ideolojinin hiç kimseye dayatılmaması gerektiğini söyleyen, okulların, özgürlük adaları haline ...

Devamı »

Kemalizm Dayatmasına Karşı Mücadeleyi Israrla Gündemde Tutmalıyız

Son birkaç yıl içinde İLKAV, Özgür-Der kapatma davalarının, şahsım ve Kenan Alpay kardeşim için de soruşturma ve ceza davalarının açılmasına sebep olan husus, Kemalizm ve Atatürkçülük olarak adlandırılan resmi ideolojinin kıskacındaki eğitimin, devlet dayatmasıyla bir beyin yıkama, tek tipleştirme ve öğütüm aracı haline getirilmesine seyirci kalmayı kabullenmeyişimizdir. Resmi ideolojinin resmi törenlerinde, Kemalizm dininin ritüellerinde çocuklarımızın kişiliksizleştirilmesine, ikiyüzlülüğe zorlanmasına, aşağılanmasına, kendi dinlerine aykırı dini söylem ve ibadetlere zorlanmasına karşı suskun kalmayıp, bu zulme itirazımızı, adalet ve özgürlük talepli söylemlerimizi ardı ardına gündemleştirmemizdir. Hepimizden toplanan vergilerle yapılan okulların Kemalizm dininin tapınakları haline dönüştürülmesine ve militarizmin baskısı altında kışlalaştırılmasına karşı sorgulayıcı, hesap sorucu ...

Devamı »

Irkçı Zulüm ve Adil Çözüm

Daha önce de ifade ettiğim üzere, on yıl önce muhacir olarak bulunduğum Almanya’da, meramımı daha özlü ifadelerle ortaya koymak, uzun makale ve kitaplara vakit ayıramayanlara bir kolaylık sağlamak üzere şiir formunda kaleme aldığım yayınlanmamış kitabımdan, güncele cevaplar vermeye devam etmek ve sıcak gündem olan Kürt sorunu konusunda, on yıl önce şiir formunda yazdıklarımı paylaşmak istiyorum. Irkçılığı yaydılar, Türkçülüğü dayatarak Hep bölücülük yaptılar, halkları kışkırtarak Ümmetleşmiş Kürt’ü, Türk’ü, ayırıp da zalimce İslam’ı dışlayıp, kardeşliğe kıydılar, haince Bu halklar, yüzyıllarca kardeşti ümmet bilinciyle Ulusçu, birliği böldü, İslam’a olan kiniyle “Anâsırıl İslam”dan bahsettiler, savaştan önce Kürt’ü, Türk’te eritmek istediler, savaş bitince Önce “Kürt-Türk ...

Devamı »

Suçumu Seviyorum

1999-2000 yıllarında Almanya’da muhacir olarak bulunduğum süreçte yaptığım geçmişe dair sorgulamayı, daha özlü bir biçimde bir de şiir formunda anlatayım diye yazdıklarımdan daha önce bahsetmiş ve bazı bölümlerini de burada paylaşmıştım. İşte bu yayınlanmamış olan kitaptan başka bazı bölümleri daha, güncelliği nedeniyle paylaşmak istiyorum. Gelin, Tağuti Sistemi Tahlil Edelim Kuruluş Bazıları savundu, şu Amerikancı “manda”yı “Devrim”yapan ise, batıya verdi tüm kumandayı Yunan’la savaşıp, “yedi düvelle savaştık” dendi İngiliz’le işbirliği, böyle gizlenmek istendi Çok kan döküp geçilmişken Çanakkale boğaz yolu Neden sessiz ve savaşsız terk ettiler İstanbul’u? Hilafet ve İslamı dışlamak, şart koşuldu onlara İngiltere, Fransa, İtalya ile uzlaşanlara Onlar ise ...

Devamı »

Türkiye’de Kemalist İdeolojinin Oluşumu

Özgür-Der Antalya'nın 2008-2009’da düzenlediği aylık eğitim seminerlerinde bu ay “Türkiye’de Kemalist İdeolojinin Oluşumu ve Müslümanların Sorumlulukları” konusu anlatıldı. Seminer sunan Mehmet Pamak, Kemalizm'in ideolojik ve tarihsel boyutunu anlattı

Devamı »

´Bizim çocuklar´dan ´Bizden Mahkeme´lere Darbeciler

28 Şubat 2009 Tarihinde İLKAV’ın Düzenlediği Darbeleri-Çeteleri ve Ergenekon’u Protesto Basın Açıklamasında yaptığım konuşma sebebiyle, özgürlük ve adalet vaat ederek iktidar olmuş bulunan AKP Hükümetinin emrindeki Ankara Emniyet Müdürlüğünün ihbar ve suç duyurusu üzerine takibata geçildi. Evet bu ihbar üzerine Basın Savcılığı tarafından, TCK 214 “Suç işlemeye tahrik”, TCK 216 “Irk, din ve mezhep ayrımı gözeterek Halkı teşkil eden farklı kesimleri birbirine karşı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama”, TCK 217 “Kanunlara uymamaya tahrik”, TCK 301 “Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama” ve 5816 sayılı Kanuna göre de “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret etme veya sövme” suçlarından soruşturma başlatıldı. Ankara Kızılay ...

Devamı »

Sistem Ve Toplum Değerlendirmesini Yeniden Yapalım

“Ölümün Yol Açtığı Duygusallıkla Feda Edilen İlkeler” başlıklı son yazımızın altına Haksözhaber Sitesinde yazılan yorumlardan çıkardığım bazı sonuçları değerlendirmemizin, İslami kimlikte netlik, tevhidi mücadelede istikamet ve anlamlılık yönünden büyük önem arz ettiği kanaatindeyim. İşte bu sorumlulukla yapmaya çalışacağım değerlendirmede, öncelikle kimi yorumcuların üslubu üzerinde durmak istiyorum. Bu bağlamda bir yorumda yer alan aşağıdaki önemli tespitlere, altını bir daha çizerek katıldığımı belirtmeliyim. “Burada futbol oynamıyoruz ve karşımızdakiler de gol atacağımız rakiplerimiz değil. Bir takım meselelerdeki vahyin ölçüsünü bulmaya çabalıyoruz. Mehmet Pamak, Kur’an okumaları ve tefekkürü, fıkhetme çabası sonucu, delilleriyle ölçünün ne olması gerektiğini yazmış. Bir başka kardeşlerimizin de, yine aynı çabayı ...

Devamı »

Ölümün Yol Açtığı Duygusallıkla Feda Edilen İlkeler

Müslümanlar, duygularını kabartacak her süreçte kolayca savruluveriyorlar. Duyguların ve heyecanların belirleyici olduğu, aklın ve vahyin denetiminden çıktığı anlar, savrulma riskinin, ölçüsüz ve ilkesiz davranmanın zirveye çıktığı anlardır. Böyle anlara örnek olarak, Tayyip Erdoğan’ın DAVOS’taki çıkışının akabinde yaşanan ilkesizlikleri, ya da Filistin İslami direnişinin en zor şartlara rağmen koruduğu ölçü ve ilkelerin, sözüm ona Gazze’ye yardım adına nasıl feda ediliverdiğini, seçim sürecinde medyatik propagandaların da tahrikiyle yapılan duygusal ve ölçüsüz tartışmaları gösterebiliriz. Bir de, toplumda tanınmış kimi erdemli insanların ölümü sonrasında yaşanan ölçüsüz ve ilkesiz tutumları zikredebiliriz ki, yazımızda bu konu üzerinde durmaya çalışacağız. Ölüm Vahyi Ölçüleri Unutmaya Değil Hatırlamaya Vesile ...

Devamı »

Geçmişi Düşünüp Halimi Sorguladım

1999 – 2000 yıllarında muhacir olarak bulunduğum Almanya’nın Duisburg şehrinde, geçmişime yönelik sorgulama sadedinde şiir formunda kaleme aldığım, yaklaşık 300 sayfa tutan tespit, özeleştiri ve umuda yönelik mısra ya da satırlarımdan bazılarını, hâlâ güncelliğini koruyor olmasını da dikkate alarak, ibret olması amacıyla okuyucularımla paylaşmak istedim. Yayınlanmamış bu kitabın girişine şu notu düşmüştüm Kendi serüvenimi yazdım, “kimse kızmasın” bana Belki de ibret olur, aynı konumda bulunana Tarihe tanıklık, vahye şahitlik bu, gür sesle Bilgiler ve belgeler aktarmak gelecek nesle Geçmişi, hali, kendimi ve ülkemi sorguladım Muhacirdim, zaaf ve sorunlara çözüm aradım Serüvenimle ayna tuttum, her kesimin haline Kur’an’la yön versin diye, ...

Devamı »

İnkılâbî Yol Şiddeti Değil Gönüllü Toplumsal Değişimi Esas Alır

Bazı kardeşlerimiz, hak ya da batıl bütün inançların “şiddete dayalı yıkımı ve yıkılanın yerine yenisini ikame etmeyi” ya da “hâkim egemen güçlerin, kurulu düzenlerin koyduğu kurallar/ kanunlar ve sınırlar içinde kalarak ve mevcud yapıyı ıslah etmeyi, yıkmadan yeniden yapmayı..” hedef edindiklerini, sistemleri ya da yönetimleri değiştirmenin esas olarak bu iki yöntemle sağlandığını iddia etmektedirler. Bizim Kur’an ve siyer okumalarımızla ulaştığımız sonuç bunun tam tersidir. Ve bu konudaki geniş boyutlu delile dayalı açıklarımızı daha önceki yazılarımızda ifade etmiş bulunuyoruz. Merak edenler bundan önceki yazılarımızı bir daha okuyabilirler. Şu kadarını tekrar etmekte fayda var ki, kanaatimizce yukarıda zikredilen iki yöntem de batıl ...

Devamı »

Hak Yolda ‘Marjinallik’ Şereftir

Tevhidi kesim içindeki bazı kimselerin, çeşitli nedenlerin etkisiyle, takip etmeleri gerekli uzun soluklu Peygamberi yolu, sıkıntılı ve zorlu yanları da olan vahye uygun yöntemi terk ederek kısa vadeli hesap ve çıkarların dürtüsüyle ve konjonktürel etkilerle sistem içi gayri İslami yöntemlerden medet ummaya başladıklarını ibretle gözlemlemekteyiz. Bugün artık, Batının modern paradigmasının iyice tükendiği, bu seküler paradigmanın en önemli iki üretimi olan komünist ve kapitalist sistemlerin / modellerin ardı ardına çöktüğü, çökerken de geride tam anlamıyla çürümüş, hukuki, siyasi, ekonomik, kültürel ve ahlaki yönden yozlaşmış, insani erdemler ve insanlık onuru zaviyesinden tamamen dibe vurmuş cahili toplumlar bıraktığı gerçeği çok çarpıcı bir sonuç ...

Devamı »

Siyasal Değişim Sosyal Değişimin Sonucudur

Öncelikle ifade etmeliyiz ki, tevhidi mücadele iktidar eksenli değil, kulluk eksenli bir mücadeledir. Amaç, tevhidi bilince ulaşmış ve vahyin şahidliğini yapan davetçilerle ve örgütlü bir biçimde, insanları, yalnız Allah’a kul olmaya çağırmak, kula kulluktan kurtulmalarına, zincirlerinden boşanmalarına ve çevrelerine örülmüş duvarları yıkarak içine gömüldükleri zindanların karanlıklarından Kur’an’ın aydınlığına çıkmalarına ve sonuçta iki dünyada da saadete ulaşmalarına vesile olmaktır. Daha önce değişik yazılarımızda şu ifadelere yer vermiştik.“Tevhidi istikameti bulamayan kitlelerin, özgürlük ve adalet arayışı ile şer yerine ‘ehven-i şerr’e yönelmeleri mazur, hatta şerr’in en şedidinden kaçış anlamında görece bir olumluluk iken, muvahhid mü’minlerin ‘ehven-i şerr’e yönelmeleri, ‘iyi’ ve ‘maruf’ olanı teşkil ...

Devamı »

Çocuklarıma Ve Torunlarıma Vasiyetimdir!

Avrupa’da muhacir olduğum 2000 yılında torunum Sümeyye’nin doğumu vesilesiyle duygularımı ve umutlarımı şiir formunda yazarak çocuklarıma ve torunlarıma göndermiştim. Bugün Abdurrahman ve Burçin Çeliker kardeşlerimizin ikiz çocukları dünyaya geldiğinde, bu duygularımı bir daha hatırladım. Ve o gün şiir formunda yazıya döktüğüm, bugün hala güncelliğini koruyan duygu ve umutlarımı, vahye uygun bir hayat yaşamalarına dair dualarım ve hayır temennilerimle, genelde bütün kardeşlerimizin çocuklarına ve özelde Çeliker kardeşlerimin çocuklarına (hepsi de torunum mesabesinde olan tüm çocuklara) armağan sadedinde paylaşmak istedim. ÇOCUKLARIMA VE TORUNLARIMA VASİYETİMDİR Mart 2000’de Duisburg-Stutgart arasında bir tiren yolculuğu sırasında yazıldı Hoş geldin torunum, hoş olmayan dünyaya Üzülme, bakıp da, ...

Devamı »

Darbe/Çete Düzeninde Genelkurmay’a Sorularımız

Yeni sistem, laik batıcı Kemalizmi, Türk ulusalcılığını, resmi ideolojiyi dinleştirip bütün topluma dayatınca; başlangıçta İslami kimlik, İslam hukuku/şeriatı, ümmet bilinci ve Müslüman halk ötekileştirilip, düşmanlaştırıldı. Tehdit ve tehlike algısında 1. sıraya oturtuldu. Daha sonra bu tercihin kaçınılmaz sonucu olarak, Türk ulusalcısı resmi ideoloji önünde engel görülen Kürt kimliği, Kürt anadili de ötekileştirilip, düşman ve tehdit algısının 2. sırasına yerleştirildi. Sistemin ömrü sürekli, bu iki kimlikten oluşturulan “iç düşman”a karşı savaşmakla ve bu savaş ortamında üretilen sorunlarla boğuşmakla geçti. Zaman içinde konjonktürel düşmanlar (Komünizm) icad edilse de, ilk iki “düşman”a karşı teyakkuz hali ve çatışma süreklilik arz etti. Bu sebeple, sisteme ...

Devamı »

Derneklerimizi kapatabilirsiniz ama bizi asla susturamazsınız

Özgür-Der Genel Merkezi’nin çağrısıyla İLKAV dahil kimi kuruluşların da altına imza attığı, bir asra yaklaşan uzun bir zaman diliminde karşılaştığımız haksızlıklara itaat etmemeye, resmi ideolojinin dayatıldığı törenlere tavır almaya dair “İnancımızın ve Kimliğimizin Aşağılandığı; Resmi İdeolojinin Dayatıldığı Törenlere Tavır Alalım!” başlıklı bildiri İstanbul Valiliği’nin savcılığa suç duyurusunda bulunması ve Özgür-Der’in feshedilmesini talep etmesiyle karşılık buldu. İstanbul Valiliği, Özgür-Der’in amacı dışına çıkarak vatandaşı ayrımcılığa, kutuplaşmaya ve bölücülüğe sevk etmekte olduğunu iddia etmekle kalmamış, ahlaka da aykırı davrandığını iddia etmiştir. Türk ulusalcılığını ve seküler Batı kültürünü Müslüman bir halka 80 yıldır şiddete dayalı uygulamalarla jakobence dayatan resmi ideoloji, ayrımcılık, kutuplaşma ve bölücülük ...

Devamı »

Filistin İslami Direnişi ve Sorumluluklarımız

Yüzyıllara sâri dönemde Ümmet-i Muhammed’in, Kur’an’ı terk edilmiş bırakması ve Resulullah (s)’ın yolundan, sünnetinden, güzel örnekliğinden uzaklaşması sebebiyle, tevhidi niteliğini kaybederek ümmet olma vasfını ve zindeliğini yitirmesi süreci yaşandı. Evet, ümmet olarak, topluca sarılmakla ve dağılıp ayrılmamakla emrolunduğumuz Kur’an’ı (Allah’ın ipini-Hablullah’ı)1 terk edilmiş bıraktığımız2 bu tarihsel süreçte, önce dini parçaladık,3 sonra üretilmiş farklı iplere tutunduk ve insanları bu farklı iplere tutunmaya çağırdık. Kur’an’dan ve tevhidden uzaklaştıkça vahdetten de uzaklaşıp ümmeti parçaladık ve dağıldık. Sonuçta Rabbimizin uyarısı gerçekleşti ve gücümüzü, rüzgarımızı yitirdik.4 Kur’an’a dayalı akide yitirilince, Resul’ün sahih sünneti terk edilince, tarihsel süreçte dine birçok bidat ve hurafe katıldı. Saltanat sapması, ...

Devamı »

İslami ve Kürt Kimliğine En Vahşice Zulümleri Yapan, Başörtüsünü Yasaklayıp, DTP’yi Kapatan Türkiye mi, Yoksa İsviçre mi, Daha Çok İslam Düşmanı ve Irkçıdır?

Türkiye’deki İslam, hukuk ve özgürlük düşmanlığının başını çeken CHP’nin lideri Baykal, İslam şeriatına karşı savaşan, İslam’ı düşman ilan eden statükonun savunuculuğunu üstlenen, hak, hukuk ve özgürlük açılımlarının önünde en sert tavırlar takınan ve “50 yıl dağa çıkmaktan” bahseden MHP ve İslam düşmanı oligarşik diktatörlüğün destekçisi kartel medyası bile, minare yasağı referandumu sebebiyle İsviçre’yi, kendi hallerinden utanmadan İslam düşmanlığı ve ırkçılık ile suçladılar. Hâlbuki bunca zulüm ve hukuksuzlukla Türkiye’yi fiilen yöneten oligarşi ile halen onu hukuka uyduracak tedbirleri alamayan siyasiler, İsviçre’yi eleştirmeden önce iğneyi kendilerine batırıp, utanç içinde başlarını yere eğmelidirler. İslami ve Kürt Kimliğine En Vahşice Zulümleri Yapan, Başörtüsünü Yasaklayıp, ...

Devamı »