BIGtheme.net http://bigtheme.net/ecommerce/opencart OpenCart Templates
Ana Sayfa / Mehmet Pamak / Şiir / Batılılaşma ve Resmi İdeolojinin İflası

Batılılaşma ve Resmi İdeolojinin İflası

Yaklaşık on bir yıl önce 2000 yılında, 28 Şubat sürecinde muhacir olarak bulunduğum Almanya’nın Duisburg şehrinde şiir formunda yazdığım “Hicrette Muhasebe”den gündeme uygun yeni bir alıntıyı paylaşmak istedim.

 

 

Ordu batıcı, önder inanmış pozitivizme

Şeriat düşmanı “inkılâp”, yol açtı Kemalizme

 

Atatürk ilkeleri dayatıldı, anayasada

Bu “değiştirilmez” dogmalar, sebep oldu fesada

 

Aslında ilke ve inkılâplar, doğmadan ölmüştü

Şapka itibarsızdı, anayasada korunmuştu

 

Herkes şapka taksın diye, çok canlara kıydılar

Sonra şapkayı terk edip, müzeye kaldırdılar

 

Sözde “inkılâp”la kaldıran, şu “paşa” lâkâbını

“Paşa” demeye devam edip, yedi inkılâbını

 

“Tekke- tarikat” kapatıldı, bir sözde inkılâpla

MGK ve devlet işbirliği yaptı, çok tarikatla

 

Devletçilik, milliyetçilik, teslim oldu batıya

“Halkçı cumhuriyet”, hep uzaktı siyasi yapıya

 

Kemalizm egemen oldu, sürekli siyasete

Böylece teslim olundu, askeri vesayete

 

“Cumhuriyet” adı altında doğan, tam diktatörlüktü

“Halkçı”yı, halkın diniyle savaştıran, Hakka körlüktü

 

Saltanat devam ettirildi, silahlı bürokratla

“Halka rağmen halk için” söylemi ve halka inatla

 

“Ulusçu”lar, emperyalizmle işbirlikçiydiler

Küresel sömürgeci adına, tetikçiydiler

 

Şoven ırkçı bölücülükle, düşman oldular halka

Ümmet ve İslam’ı dışlayıp, ihanet ettiler Hakk’a

 

“Laiklik”, İslam’ı kovdu, kamudan ve tüm hayattan

Halkın dini silindi yasadan, düşürüldü kayıttan

 

Ekonomik “devletçilik”ti, zengin eden yandaşları

“Bürokrat-politikacı-patron”, soygunun paydaşları

 

Kültürel “Devletçilik”le, devlet belirledi her şeyi

Hak ve özgürlüğü yok edip, baş eğdirdi bireyi

 

“Devletçilik” ilkesi, değiştirilmez anayasada

Oysa çoktan öldü, özelleştirme hâkim piyasada

 

Halkın tepkisine karşı, kanlı “devrimci”ydiler

İktidar için“kelle koparmak”ta birinciydiler

 

Pek çok laik ve Kemalist nedense soyguncuydu

Laik maskeler altında, pek çoğu hortumcuydu

 

“Demokratik ve sosyal hukuk devleti”, hani nerde?

Sadece laiklik egemen, baskı, zulüm her yerde

 

Hukuk guguk oldu, demokrasi ise demagoji

“Sosyal devlet”i yok etmişti, resmi ideoloji

 

Savunması gülünçtü, bitmiş inkılâp ve ilkelerin

Neredeyse yalnız laiklik kaldı, elinde sistemin

 

Üstelik hep yalan söylendi, bu laiklik adına

Onu da saptırdılar, maske geçirip suratına

 

Din, devlet birbirine karışmazsa laiklikte?

Müslümanlar, neden ezildiler laik devlette?

 

Laiklik diye yutturulan, tam bir “Bizantinizm”

Dine ve dindara tahakküm eden, laik faşizm

 

Osmanlıda, yeniçeriler devşirilmişti Batı’dan

Yerine kurulansa, devşirildi Batı tarafından

 

Yeniçeri “şeriat için” kaldırırken kazanı

Yeni ordunun, “laiklik için”di tüm hezeyanı

 

Batılılaşma, Laiklik, Demokrasi Serüveni

 

Batıyı taklide yöneldiler, başından beri

Özlenen düzen, ortaçağ Avrupa’sından geri

 

Batı karşı çıkmıştı, sapma ve zulmüne kilisenin

Bunlar, taklitle karşısına çıktılar tevhid dininin

 

Vahyi reddedip, ilahlaştırdılar aklı, insanı

Ve şirki egemen kıldılar, esas alıp tuğyanı

 

Taşıdılar ülkeye, pozitivizmi ve Darvinizmi

Resmi görüşle dayattılar, hevayı, rasyonalizmi

 

Yabancı kültür dayatıldı, jakobence çatıdan

Topluma zorla giydirildi, ne gelmişse batıdan

 

Batıya “Rönesans”la gelen,”Grek” putperestliğiydi

Türkiye’ye ithal edilen, en az bu kadar geriydi

 

Artık zulümat ve tuğyana deniyordu “aydınlık”

“Aydınlanma” adı altında, hâkim oldu “karanlık”

 

Kurulan rejim, ortaçağ karanlığıyla örtüştü

Çağdaş Batının insan haklarına bile ters düştü

 

“Halka rağmen halkçılık”, Kemalizmin zulüm tarzıydı

Türkiye’de batıcılık, hak ve özgürlüğe karşıydı

 

Engizisyon zulmünü, getirip de Türkiye’ye

Saldırdılar akletmeye, inanca, düşünceye

 

“İstiklal mahkemesi”yle katliam yapıp önce

DGM’ye ulaştılar, bu zulmü sürdürünce

 

Devletin rejimiydi, tek parti, tek şef diktası

Batıdan daha sonra geldi,“çok parti” aldatması

 

Tek parti ilkeleri, yapılınca ülke anayasası

Ortaya çıktı,“çok CHP’li” demokrasi safsatası

 

İslamî alternatif, zulümle toplumdan kovuldu

Herkes birbirine benzedi, özgürlükler boğuldu

 

Liberal “solcuyum”, solcu “liberalim” diyordu

“Müslümanım” diyen ise, herkese benziyordu

 

Hepsi, laik, ulusçu ve Kemalistti mecburen

“Çok CHP’li”ydi, şu “çok partili sistem” denen

 

Hepsi batıcı, hepsi laik, hepsi de modernistti

Halkı, hakkı ve adaleti, hepsi birden terk etti

 

Tüm sistem partileri, oligarşiye hizmet etti

Kaynakları, rantiye ve kartele peşkeş çekti

 

Hortumu keseni yıktı, bu rantiye hükümdarı

“Patron ve asker”e ram olan, sürdürdü iktidarı

 

Sosyalizm ölmüştü, artık sol da kapitalistti

Onlar da, tüm iktidarı patronlara devretti

 

 

Türkiye’deki sol, sağdan daha statükocuydu

Devrimci niteliği yoktu, aslında en sağcıydı

 

Kemalizm’e sığındı, eski “devrimci sol”cular

Halkı soymada kullandı, onları hortumcular

 

Sayıca çok azaldı, erdemli, dürüst solcular

Onlara güç yetiremedi, zalim soyguncular

 

Evet çok azaldı, “devrimci sol” ve erdemli gençler

Onları da “F Tipi”nde yok eder, egemen güçler

 

Sayıca azalsa da, özgürlükten yana kalanlar

Onlarla doğal müttefik, zulme karşı Müslümanlar

 

Egemen sağcı, solcu ise, tam bir işbirlikçiydi

ABD, İMF adına, hepsi de tetikçiydi

 

İMF ve ABD, ne isterse onu yaparlar

“Ulusal onur”ları incinmez, tek çıkara taparlar

 

ABD tarafından belirlenir, tüm iktidarlar

Rahatsız olmaz, icazet için ABD’ye koşarlar

 

ABD-İsrail ekseninde, bağımlıydı Türkiye

Tam bir koloni yönetimiydi, hâkim olan ülkeye

 

Herkes ilkesiz ve ölçüsüzdü, her partiye girerdi

Zalimler, tek ideolojide birleşmeyi önerdi

 

Halk hâkimiyeti diye yutturup, demokrasiyi

General tahakkümüyle yaydılar demagojiyi

 

Siyaset, medya, eğitim, destek verdi militarizme

Ve egemenler yöneldiler, dozu yüksek faşizme

 

Teorik demokrasi, halkın mutlak iktidarıydı

Pratikte var olan, oligarşi saltanatıydı

 

Teori de, pratik de, Allah’a baş kaldırmıştı

Hevaya sarılarak, Rabb’in hükmüne saldırmıştı

 

Teoride halk ilah, pratikte oligarşiler

Bu tuğyan ile yaygınlaştı, fesad ve anarşiler

 

Ülkemizde halk yerine hâkim, silahlı oligarşi

Büyük sermaye ile birlikte, kotarırlar her işi

 

“Mecliste tecelli eder” dediler, halk iradesi

MGK yoluyla iğdiş ettiler, her tür meclisi

 

Hep silaha baş eğdi, iktidarı, meclisi

Tartışılmaz oldu,“Genelkurmay” bildirisi

 

Asker, ülkenin efendisi ve tek sahibiydi

Bu sebeple, her tartışmanın mutlak galibiydi

 

Kanun yapıldı, bu gücün her arzu ve isteği

Dayattılar halka, bu “yasal” adaletsizliği

 

Gerektikçe yediler, düzenin her putunu

Kendileri deldiler, anayasa ve kanunu

 

Yetinmeyip, mü’minlere yaptıkları zulümle

İslam’a karşı birleştiler, küresel küfürle

 

İsrail, ABD’yle kuruldu, şeytani ittifak

Sökmesin istendi, ümmet ufkunda, beklenen şafak

 

İslam’ın şedit düşmanlarıyla, kurulan paktlar

Şüphesiz ki,“küfür tek millet” sözünü ispatlar

 

Çeteleşen, Mafyalaşan, Darbeci, Sömürü Sistemi

 

İdeolojik, ekonomik, ırkçı zulümler varken

Mazlumlar, zulmün pençesinde çaresiz kıvranırken

 

Hep hain sayıldı, itiraz edip, hak isteyen

Galile gibi yargılandı, her “zulüm var” diyen

 

Tağut, sadık da değildi, kendi yasasına

O düşkündü, sadece çıkar ve kasasına

 

Alışmış keyfiliğe, soyguna, hem de yalana

Hep emeği sömürerek, kaynak sağlar patrona

 

Böyle yıkıldı namus, kalmadı Allah korkusu

Şehvet, soygun ve terörle, halka kuruldu pusu

 

İktidarı korumak, egemenin tek gayesi

Vurguna göz yumar ki, artsın yandaş sermayesi

 

Sömürülen halkımızın, kapanmaz bu yarası

Egemenin hep büyürken, serveti ve parası

 

Bu yüzden devlete egemen, mafya ve çetesi

Yöneteni ırgalamaz, menfaatten ötesi

 

Her devlet kurumu, yolsuzluk ve pislik kusuyor

Ülkeyi yönetenler, hep seyrediyor, susuyor

 

Aynı pisliğe bulanmış, Kızılay da soyulmuş

Deprem günü, devlet ve tüm kurumları yok olmuş

 

Özgürlüğe karşı eğitirler, yüzlerce köpek

Enkazdan can kurtarmak için, bulunmaz bir tek

 

Zulüm, yolsuzluk ve pislik akarken, her kurumdan

Silahlı güç, hiç “vazife çıkarmaz bu durumdan”

 

Çete, mafya, söz sahibidir, devlet yönetiminde

Bankalar özelleştirilir, onların gölgesinde

 

Başbakanlar, bakanlar çıkar, çeteyle irtibatlı

Senaryoya tepeden katılansa, pişkin suratlı

 

Aile resminin özü ilginç: “Verdimse ben verdim”

Minareye kılıf: “Kendim için istersem namerdim”

 

Hepsi el ele vermişler, memleketi soymak için

Halkın kaynaklarını çalmak, çeteye sunmak için

 

Bu koro, hep “irtica”yaygarası yapar, niye?

Çetelerin soygununu, halk fark etmesin diye

 

Çete, mafya saygı görür, yapılır her isteği

Hapiste hep lüks yaşar, konfordan yok eksiği

 

İsyan edip, beş insan öldüren çete reisi

Asker yanında şov yapar, yerindedir neşesi

 

Yanında asker, üstünde silahı, telefonu

Cezaevi aracında, kimse aramaz onu

 

Çete, resmi araçta kapı açıp, nasıl, niye?

Bağırır,“en büyük asker”,“en büyük devlet” diye

 

Pek çok suçta ortak olursa, asker, polis ve mafya

Çete cüretkâr olur, devleti alınca arkaya

 

Bir yazar ya da başörtülü kız, muhatapsa eğer

Acımasız ve şedit olur, aynı polis ve asker

 

Konuşturulmaz, ağzı kapanır hak isteyenin

Kapı açılır, mesaj vermesi için çetenin

 

Çeteleri Koruyan Firavun Sistemi

 

Olmadı Susurluk’tan, ciddi bir ceza alan

Ancak, zindanda çoktur düşüncesinden yatan

 

İslam’ın; akıl, nesil, can, mal, din emniyeti

Laik sistemde, yok bunların hiç bir kıymeti

 

Ancak, işkenceler, istismarlar, hak ihlalleri

Bunların hepsi, tağutun vasfı ve karakteri

 

Hak, özgürlük, ekmek isteyen, zulme isyanda

Egemen silahlı güç, dayak atar meydanda

 

Firavunun yaptığı, günümüze taşınmakta

“İzinsiz” iman edene, şiddet uygulanmakta

 

Laik devlet zulmetmekte, Firavunu taklitle

İman eden memurunu, işten atar tehditle

 

Mekke’deki ambargonun, değişik boyutları

Kara listeye aldırır, “Müslüman tüccarları”

 

En tepede oturmakta, bankaları boşaltan

Ülkemizi yönetmekte, çetelerle iş tutan

 

Hep itibar görürken, mafya ile soygun yapan

Baskı, zulme muhataptır, tesettürle okuyan

 

Özgürce soygun yapar, özgür yaşar laik olan

Ezilir ve zindanda çürür, resmi dine uymayan

 

İlginizi çekebilir

Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü

Bilindiği üzere cahiliye dönemimde “Türk-İslam sentezini esas alan milliyetçilik ideolojisi”nin önde gelen bir müntesibi idim. ...