Selamun aleyküm
Ramazanın son günlerinde bir ayda yaşananlara baktığımızda toplumun Ramazan ve oruç algısının ne hale geldiği konusunda bir değerlendirme yapabiliriz.
Oruç; Kur’an’ın ortaya koyduğu hayat tarzının içinde, ibadetler bütünün parçası olarak bir yer işgal etmekte ve böyle anlam kazanmaktadır. Ancak bu muhteşem kulluk bütününün içinde insanı arındırma, tekâmül ettirme, olgunlaştırma ve Allah’ın rızasını kazandırma fonksiyonunu ifa edebilmektedir. Kur’an’la ilişki doğru ve sağlam değilse oruç dâhil bütün ibadetler, insanın tekâmülüne katkısı olmayan formel uygulamalardan öte geçemeyecektir. Kur’an’la bağını sürdüren ve ibadetler bütünü içindeki anlamlı yerini koruyan oruç, insana kendini ve Rabbini bilmenin, sorumluluklarının farkına varmanın önünü ve imkânlarını açar. İbadetler bütününden ve Kur’an’dan soyutlanmış oruç ve diğer ibadetler ise, anlamını ve işlevini yitirerek, içi boş bir forma dönüşmektedir.
İşte bu sebeple oruç; ibadet, itikâf, arınma ve infakı da içine alan sosyal boyutunu giderek kaybetmiş, nefsî, siyâsî, ticarî şov ve reklam aracı haline getirilerek, lüks otellerde gösterişe dayalı iftarlar yaygınlaşmıştır. Fakir ve muhtaçlar yerine, kalburüstü tabakaya verilen iftarlar, kimileri açısından güç ve gövde gösterisine dönüşmüş bulunuyor. İftar çadırları da çoğu kez bir politik istismar ve siyasi propaganda vesilesi kılınmakta, halkın sefilliğini giderecek projeler üretmesi gereken siyasiler, iftar çadırlarıyla sanki suçlarını örtmeye çalışmaktadırlar. Hâlbuki, sadaka ve infakta gözetilmesi gereken incelikle bağdaşmayan kaba bir yöntemle, halka açıktan, medyatik ortamlarda İslam dışı laik siyasi partilerin propagandasına alet edilerek verilen iftarlar ve dağıtılan yardımlar, hem gösterişe imkân verdiği için Ramazan ve Kur’an’ın ruh ve manasına aykırı düşmekte, hem de fakir insanların rencide edilmesi bakımından da ahlâkilik boyutunda zaafa yol açmakta ve faziletli davranış olmaktan uzaklaşmaktadır.
Sonuçta, dinî bir vecibe ve ibadet boyutu ikinci plana atılan oruç ve Ramazan, folklorlaştırma ve eğlence eğilimli bid’atlarla dejenere edilmektedir. Ramazan ayında kurulan sergiler, çadırlarda icra edilen eğlence programları, havai fişek gösterileri ve müzik programları gibi pek çok, oyun ve eğlence ağırlıklı etkinlikler, haramlarla iç içe geçirilmiş programlar, Ramazan’ı giderek temel ekseninden daha fazla uzaklaştırmaktadır.